Blog Thumbnail Image

Asgari Ücret Politikasına İK Bakış Açısı

‘’Asgari Ücret’’ konusuna, İK sektöründe 11 yıllık tecrübemiz ile yeni bir bakış açısı kazandırmak istedik.

Nitelikli çalışanı işletmeye çekebilmek, sürdürülebilirliği sağlamak, motivasyonlarını artırmak ve sonuçta işletmelerin performansını yükseltmek hem çalışanlar hem de işletmeler açısından oldukça önemli bir konudur. Bunu sağlayabilmek için ödenen ücret belirleyici tek kriter olmasa dahi en önemli kriterlerden biridir.

Son yıllardaki uygulamaları incelediğimizde, işletmelerin insan kaynakları departmanları hızla artmakta, kıdeme dayalı ücret sistemleri yerini performansa dayalı ücret modellerine bırakmaktadır. Bu haliyle çalışanı bir maliyet olarak gören eski idari işler anlayışı yavaş yavaş kaybolmaktadır. Bunlar iyi haberler iken, buna rağmen işletmelerin eğitim ve değerlendirme faaliyetleri halen kurumlar tarafında yeterince önemsenmemektedir.

Birçok işletmede yönetim önce ürünü ön plana çıkarmakta, ürünün kalitesini koruyarak satışlarını arttıracağını düşünmektedir. Enteresan olan dünya örneklerinden çok farklı olarak gerçekten rant ve para ile bazı markaların, tüm kötü müşteri ilişkileri ve yönetimine rağmen Türkiye’de hızla büyümesidir. Büyüme sarhoşluğu ve düşük ücret sarmalında bu firmalar ciddi karlar etmekte ve nasılsa süreç bu şekilde ilerliyor diye özellikle düşük maaş alan personeline yatırım yapmamaktadır.

Burada diğer önemli bir konu ise, düşük maaş alan özellikle mavi yaka personel olarak ifade edilen bu kitlenin de sadakatinin maalesef zayıf olmasıdır. Aslında bu durum her iki tarafı oldukça yaralayan bir sarmaldır. “Asgari maaş alan personeli eğitmeyelim nasılsa gidiyor…”“Zaten bana hiç yatırım yapmıyorlar ben diğer mağazada çalışayım…” bakış açıları gittikçe yaygınlaşıyor.

Bu nedenlerden ötürü, asgari ücretin artmasını ekonomik değerlendirmenin yanı sıra, insana değer veren bakış açısı sebebiyle sektörümüz adına önemsiyor ve destekliyoruz. Asgari ücretin artmasının öngördüğümüz faydaları ise aşağıdaki gibi şekillenebilir;

    • Firmalar işe alımda daha doğru kişiyi işe almak için süreçlerini iyileştirmek durumunda kalacaklardır.

 

    • İşe giren kişilere daha çok eğitim ve yatırım yapılması beklenir ki, daha çok eğitim daha sorumlu bireyler anlamına gelir.

 

    • Gelir seviyesi kademeli olarak artan her birey kendi satın alma kararlarında da sadece ürünü değil, servisi de daha fazla değerlendirir hale gelecektir. Bu da ister istemez tüm firmaların verdikleri hizmet kalitesini yükseltmesi gerekliliğini beraberinde getirecektir.

 

    • En iyi satıcıyı ‘’Satış Müdürü’’ yapan çağ dışı zihniyet yavaş yavaş yerini Assessment süreçleri ile desteklenmiş, yetkinlik ve değerlere önem veren seçim sistemlerine bırakmalıdır,

 

Vergi yükü, küçük işletmelerin desteklenmesi, işten çıkarmalar ve diğer konularla ilgili çekincelerimizi korumakla beraber kişiye değer katan tarafını düşündüğümüzde olumlu etkiler bırakacağını ümit ediyoruz.