Blog Thumbnail Image

Çatışmalarımızı Yönetebiliyor muyuz? Kaçıştan-Etkileşime Geçme

Hayatımızdaki korku, tehdit ve stres gibi rahatsız edici şeylerle karşılaştığımızda genellikle önce savaş ya da kaç refleksimiz ortaya çıkmaya çalışır.

Çatışma, özellikle iş yerinde oldukça rahatsız edici bir durumdur. İş yerindeki çatışmalarda, çoğu insan bu durumdan kaçınmayı veya süreci geciktirmeyi seçer. Neden mi? Çünkü çatışma, çalışırken hissetmemeyi tercih ettiğimiz endişe, öfke ve savunmasızlık gibi duyguları harekete geçirir. İş yerinde bu duygularla üretken bir şekilde çalışmak sadece zor değil, aynı zamanda oldukça da can sıkıcı olabilir.

Bu sebeple birçoğumuzun çatışma halinden ne pahasına olursa olsun kaçınması şaşırtıcı değildir. Bununla birlikte iş yerinde çatışmadan kaçınmanın çeşitli sonuçları da vardır.

İnsanların çatışmaları nerede yanlış anladıkları konusunu doğru tanımlamak gerekiyor. Çatışma kuruluşlar için kötü değil aksine onlar için çok önemlidir. Olayları günlük erteleme hali, çatışma borcu olarak adlandırılan, tehlikeli olabilecek derecede yüksek çatışmaların yaşanmasına neden olabilir. Bu borç, ilerlemek için ele almamız gereken ancak tartışılmamış ve çözülmemiş tüm tartışmalı konuların toplamıdır. Ancak bu ertelemenin sonuçları arasında, iş arkadaşınızın daha iyi bir iş çıkarmasını sağlayacak bir geri bildirimden alıkonulması ya da rekabetin getireceği stratejik bir kararın ortaya çıkmasına engel olunmasının önüne geçmek gerekir.

Basitçe ifade etmek gerekirse, gerçekleşmeyen çatışma, organizasyonel başarının önünde büyük bir engel teşkil eder. İnsanlar, ürünleri ve süreçleri daha iyi hale getiren anlaşmazlıklardan kaçındığında ilerleme durur ve performans düşer.

Günümüzdeki hızlı tempolu çalışma ortamında, kuruluşlar zaman kaybını kaldıramaz. Bu engel yalnızca hedefleri etkilemekle kalmaz aynı zamanda şirket kültürünü de etkiler ve bu da çalışanların moralini, katılımını ve bağlılığını olumsuz etkiler. Bu durum çatışma halini ertelemekten kaynaklanan bir sonuçtur.

Bu durumdan kaçınmak yerine etkili bir şekilde çatışmaya girme konusunda insanları ve şirketleri nasıl hazırlayabiliriz? İçgüdüsel kaçma eğilimimizle nasıl mücadele edebiliriz? Bu soruyu cevaplamak için önce genel olarak kabul edilen bir gerçeği kabul etmeliyiz. İnsan davranışı inanılmaz derecede karmaşıktır ve söz konusu çatışma olduğunda, her birimiz bunu farklı bir şekilde deneyimleriz. Bazı insanlar, iş yerinde bile çatışmanın her zaman doğrudan kişisel bir saldırı olduğunu ve uzun süren acı duygularla sonuçlandığını düşünürler. Diğerleri çatışmayı yeterliliklerinin sorgulanması olarak görürler, bu yüzden de derhal savunmaya geçerler.

Çatışma yaklaşımı, kişi veya durumdan kaçınmadan angaje olmaya (taahhüt etmeye), kapsamlı ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşıma ihtiyaç duyar. Bir organizasyon içinde bu değişimi hızlı bir şekilde başlatmanın yolu, insanlar arasında gereksiz yere mesafe oluşturan “neden bu kadar açık sözlü veya neden bu kadar şüpheci?” gibi çalışma tarzı farklılıklarını kabul etmektir. Hedeflenen daha üretken çatışmalara yer açmayı ve iş problemlerini çözümlemeyi hedeflemektedir.

DISC, kuruluşlara tam da bunu yapmanın yolunu sunar. Yıkıcı davranışları üretken davranışlara dönüştürmek için öz-anlayışı derinleştiren, iş yeri ilişkilerini ve sonuçlarını iyileştiren kişiselleştirilmiş iç görüler sunar.

DISC’i kullanarak, katılımcılar çatışma sırasında davranışsal öncelikleri veya eğilimleri hakkında bir fikir edinebilirler.

D Profili; çevresini şekillendirme ihtiyacı duyarlar, genellikle doğrudan ve katı fikirlilerdir. Bu nedenle çatışmada kontrolü ele alma eğilimindelerdir ve bazen diğerlerini gölgede bırakırlar.

I Profili; canlı ve hevesli olma eğilimindelerdir. Bu yüzden çatışma halindeyken, bir yandan korkusuz olduğunu gösterecek davranışları serbest bırakmanın bir yolunu ararken bir yandan da hayal kırıklıklarını açıkça ifade ederler.

S Profili; sabırlı ve soğukkanlı bir şekilde çatışırlar, diğer kişilere taviz verirler veya uyum sağlarlar. Çok kızgın olsalar bile, barış ortamını korumak için genellikle sakin bir tavır yansıtırlar.

C Profili; çatışma sırasında gerçeklere dönerler ve bazen duygusal bakış açılarını reddederler. Pozisyonları için mantıklı gerekçeler oluşturarak herhangi bir anlaşmazlığı rasyonel bir şekilde çerçevelemek için çalışırlar.

DISC her bir stilin çatışan davranışsal eğilimlerine karşı bilgi sunar. Çatışma sırasında önceliklerinizi ortaya çıkararak kişiselleştirilmiş bir profil sunmak için uyarlanabilir bir değerlendirme kullanır. Çatışmadaki diğer tarzların yanı sıra kendi davranışlarınızı öğrenmek, kendi kişiselleştirilmiş çatışma pusulanıza erişim kazanmak gibidir ve her çeşitte çatışma durumunu görmenize yardımcı olur. DISC, davranışsal anlayış için bir çerçeve sağlar ve ondan kaçınmak yerine çatışmaya girmek için kolay bir erişim noktası sağlar.

Çatışmayı yaklaşılabilir ve eyleme geçirilebilir hissettirdiğinizde, onu üretken bir şeye dönüştürme olasılığını artırırsınız. Kolay olmayan bir süreç olduğunun farkındayız ancak şirketinizin kültürü bu değişiklikten olumlu bir şekilde faydalanacaktır.

DISC’in kuruluşunuzun işyerinde çatışmayı daha etkili bir şekilde yönetmesine nasıl yardımcı olabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için bizimle bağlantı kurun!